OYUNU BOZMAK

Posted: 16 Haziran 2008 Pazartesi by bülent usta in
0

Haftasonu, Meltem Arıkan'ın yazdığı 'Oyunu Bozuyorum' adlı bir tiyatro oyununa gittim. Kadına yönelik şiddeti, tacizi, ensesti, iki yüzlü ahlak kurallarıyla kuşatılmış kadının çaresizliğini ve isyanını anlatan sert bir oyunla karşılaştım Garajis-tanbul'da. Açıkçası bu kadar sert olabileceğini beklemiyordum. Övül Avkıran'm muhteşem performansı ve sahne düzenlemesi gerçekten etkileyiciydi. Tek sorun, oyunu izledikten sonra, feminizm dersinden çıkıyormuş gibi hissetmiş olmam.

Yazarın izleyicileri provake etmeye yönelik ajitasyonun dozunu sürekli artırması ve didaktik anlatıma fazlaca yaslanması, oyunu bir tiyatro oyundan çok, kitlelerin karşısına çıkıp gerçekleri haykıran bir eylemcinin performansı haline getirmişti bana göre. Bu anlamda bu oyunun, bir sahneden çok, geniş yığınlar karşısında bir eylem olarak ortaya konması bana açıkçası daha anlamlı olacakmış gibi geldi. Zaten, oyunun bu amaçla, başta namus cinayetleriyle ünlü bölgeler olmak üzere, çeşitli yerlerde sahneleneceğini de öğrendim.

Oyunu izlerken, keşke dedim içimden, Menekşe Hanım da burada olsaydı. Menekşe Hanım kim mi? 2003-2004 arası Kü-çükçekmece Kadın Sığınma Evi'nde kadına yönelik şiddet üzerine antropolojik bir çalışma yaparken, o yıllarda Sığınma Evi'nin yöneticisi olan Menekşe Baş...

Garajistanbul'dan çıkıp eve doğru giderken, üç kulaklı kedi İvam'ın da peşimden geldiğini gördüm. "Bu aralar çok sık karşıma çıkmaya başladın. Hayırdır?" dedim. "Sen istemediğin sürece, senin karşına çıkmayacağımı biliyorsun" dedi İvam. "Kadına yönelik şiddet üzerine bir oyun izledim İvam. Canım fena halde sıkıldı. Hani birara Küçükçekmece Kadın Sığınma Evi'ne gidip çalışma yapmıştım ya, orada konuştuğum kadınlar geldi aklıma. Acaba şimdi ne yapıyorlardır? Onları dinledikçe ve yaşama dört elle sarılıp başardıkları şeyleri gördükçe büyük bir hayranlık duymuştum onlara."

"Evet hatırlıyorum. Menekşe Hanım'la buluşmaya giderken büyük bir heyecan yaşamıştın. 0 ana kadar, erkek olduğun için sığınma evlerinde çalışma yapmana izin vermemişlerdi. Menekşe Hanım'ın da seni reddedeceğini ve çalışmayı yapamayacağını düşünüyordun. Ama ben sana o zaman da demiştim, bu çalışmayı yapacaksın ve dünyaya bakışın değişecek."

"Menekşe Hanım beni uzun uzadıya dinledikten, hangi amaçla ve nasıl bu çalışmayı yapacağımı öğrendikten sonra, bana her tür desteği sunacağı sözünü vermişti. Üç ay boyunca sığınma evine gidip, mesai saatleri içinde kadınlardan izin alarak, Menekşe Hanım'ın refakatiyle görüşmeler yapmıştım. Ve dediğin gibi, o üç ayın sonunda dünyaya bakışım gerçekten değişmişti."

"Eve her gelişinde inanılmaz derecede üzgün gözüküyordun. Duyduğun şeyler seni dehşete düşürmüştü. Ama ben yıllardır evlerin balkonlarında, pencerelerinde gezerek, kapalı kapıların ardında neler yaşandığını zaten biliyordum. İnsanların bu meseleye, sadece medyada gündeme geldiği zaman ilgi göstermesi bana her zaman tuhaf gelmişti açıkçası."

"Medyada da ancak sonu ölümle bittiği zaman gündeme geliyor bu konu. Sığınma evinde, 20 yıl boyunca düzenli olarak işkence gören bir kadınla konuşmuştum. Düşünsene, 20 yıl boyunca sesini çıkaramamış bir kadın. Ailesi, komşuları hep dişini sıkmayı öğütlemiş. Gidecek hiçbir yeri olmayan bu kadın, çocukları için 20 yıl boyunca acı çekmeyi göze alabilmiş. 0 kadın gibi yüzlerce kadının olduğunu ve onlara ulaşılamadığını da biliyoruz İvam. Bu sorunun üzerine, herkes var gücüyle gidebilmeli. Düşünsene, en fazla 40 kişiyi barındırabilen Sığınma Evi'ne yaklaşık her gün 20 civarında başvuran oluyordu, ben oraya gidip gelirken. Ve tabii ki başvuruların büyük bir kısmını geri çevirmek zorunda kalıyordu Menekşe Hanım. Bu 20 kişi de, sadece başvuranların sayısı... Bir de sığınma evlerinden haberdar olmayan, ne yapacağını bilmeyen kadınlar da var."

İvam, yol kenarındaki bir duvarın üzerine sıçrayarak "Sorun bence çok derin. İstediğiniz kadar yasalar çıkartın, paneller düzenleyin, eğitim çalışmaları yapın, kültürel bir değişimi yaratacak bir kıvılcım yaratamadığınız sürece, bu sorunun artarak süreceği ortada."

"Peki sorun büyük ve karmaşık diye bir şey yapmayacak mıyız İvam?" "Elbette hayır. Yasalar çıkarmalı, eğitim ve bilgilendirme faaliyetleri sürdürülmeli, kadınlar hızla örgütlenmeli ve sığınma evlerinin sayısı arttırılmalı. Ama bunun yeterli olmadığını, eşcinsellerin haklarını savunmaktan, çeşitli etnik grupların varlığını ve haklarını kabullenmeye kadar, insan haklarının, hayvan haklarının, militarizmin ve daha birçok sorunun birbiriyle ilişkili olduğu kültürel yapıyı değiştirmeye yönelik bir çaba olmaksızın, yapılan tüm faaliyetler yarım kalmaya mahkum değil mi sence?"

"Haklısın İvam. Herkesin önce kendisinden başlayarak bir şeyleri sorgulaması gerekiyor. Bu sorgulamaya, sanatın ve edebiyatın ivme kazandıracağı ve yeni alanlar açacağı da bir gerçek."

Bülent Usta (Birgün, 31 Ekim 2007)

0 yorum: